31 Mayıs 2006

Jumpcut



Jumpcut video bloggerlarin ilgisini cekebilecek cok ilginc, tam bir web 2.0 uygulamasi. Bu servisi digerlerinden ayiran en onemli ozellik internet uzerinden kendi videonuzu hazirlayabiliyor olmaniz. Servise uye olduktan sonra kendi video, resim veya muziklerinizi yukluyorsunuz. Daha sonra videonuzu tipki Windows Movie Maker'da oldugu gibi kesip bicebiliyor ve muzik veya efekt ekliyebiliyorsunuz bilgisayariniza hicbir yazilim yuklemeden. Asil guzel yani ise hicbir video/fotograf/muzik yuklemeseniz bile daha once uye olan insanlarin yukledikleri filmleri izleyip onlari kesip biciyor, baska videolarla karistirabiliyor ve ortaya kendi videonuzu cikartabiliyorsunuz. Daha sonra kendi videonuzu blogunuzda yayinlamaniz icin size html kodunu da sunuyor. Video duzenlemeye ilgili olan arkadaslarin ilgisini cekecegine eminim. Ben su anda sik kullanicagimi sanmiyorum ve bunun tek sebebi Turkiye'de ki internet hizimin yavas olmasi (256K), Amerika'da ki 3MB dan sonra attan inip essege binme soku yasiyorum hala. Yukarida kel Steve yavsakca konusarak sistemin arayuzunu tanitiyor. Videonun altindaki Remix dugmesine dikkatinizi cekerim, unutmadan bu serviste bedava ;)

Kategori: internet_

28 Mayıs 2006

Yaya gecitlerini kaldirsak mi artik?

Turkiye'ye donup direksiyon basina gecince gene sasirdim kaosun boyle guzel isleyebilmesine. Simdi yollarda bazen dikatinizi cekmistir hani boyle uzun kalin yanyana cizgiler var bazi yerlerde, iste bunlara yaya gecidi deniyor ulkemizde, fonksiyonu pek yok ama uluslararasi trafik kurallari geregince koymamiz gerektigi icin koymak zorunda kalmisiz bizde, yoksa bize ters oyle yolda durmak yayaya yol vermek falan, trafik isiklarina daha yeni alisiyoruz bize fazla o cizgiler. Hele bir de okul isareti koyuyorlar boyle annesinin elini tutan velet falan onlar tam duygu somurusu hic kanmamak lazim. Zaten belediyede farketmis olacak ki pek tazelemez o boyalari, anca unlu biri o yaya gecidinin fonksiyonel oldugunu sanip kendini yola atarak otobus altinda kalana dek, o zaman ertesi sabah ilk is uzerinden gecilir boyanin.

Simdi ben yeni ehliyet aldigimda kurallara bagli olucam herkesi egiticem hevesi icindeydim. (genclik iste) Isin kitabina bakildiginda hersey cok guzel, yaya gecidine yaklasilinca yavaslanir yaya varsa yol verilir, yol hakki yayanindir. Teoride cok guzel hersey. Bende Barbaros bulvarindan iniyorum sol seritten, baktim yolun ortasinda gene o cizgilerden, hatirladim hemen tabi, baktim yasli bir teyze de var bekliyor oyle. Nasil heyecanliyim bir yayaya ilk yolumu vericem diye. Hizimi dusurdum tam onunde de durdum ama icimde bir korku var hani ani durmadim ama arkadan gelen belki farkedemez diye dortleri de yaktim o yuzden. Teyzeye elimle buyrun isareti yapiyorum teyze gecmiyor, allah allah, gec teyzecik gec sasirma gec valla yol verdim kandirmiyorum, yok gecmiyor. Yuzunde de cok huzunlu acikli bir bakis. Ben tam cami acip buyur teyze yol hakki senin diycem arkadan gumbur diye bir ses.

Efendim arkamdan gelmekte olan taksi benim durdugumu gormus, yavaslamis hatta ama sonra ben saglar gecer hizimi kesmem yayayi mi bekliycem diyip direksiyon kirinca farketmeden benim tampona carpmis koseden. Neyse ben indim baktim benim tamponda birsey yok taksinin isaret lambasi kirilmis ama. Taksici hisimla cikti arabadan "kardesim burda durulur mu" diye bana bagiriyor, bende arkadasim yaya gecidinde durdum yol verdim diyorum, taksici "ya burasi Barbaros Bulvari burda durulmaz ki" diyor.

Simdi siz bilmezsiniz, yazili olmayan kurallar vardir Istanbul trafiginde, bende o gun ogrendim. Belli yollar, ana hatlar varmis ki ne olursa olsun hiz kesmek durmak olmazmis oralarda ister yaya gecidi olsun isterse baska birsey. Bu dedigim gibi yazili degil bir cesit delikanlilik kitabi gibi ya da ne biliim erkekler icin hani pisuarda iserken sagdakine soldakine bakilmaz ya, onun gibi bir kuralmis bu da. "Barbaros bulvarinda durulmaz" bu aklinizda bulunsun, ben digerlerini de tecrube ile ogrendikce size aktaricam. Ha ama bu kural taksi/minubus/otobus soforuyseniz cignenebilir, mesela taksi soforusun diyelim sol seritten tam gaz gidiyosun bi baktin sag kaldirimda bir musteri el salliyor, hemen en saga kirican gerekirse el freniyle yatay olarak yolu kesip o musteriyi alicaksin, o sirada sinyal vermek insiyatifine kalmis ama ayiptir soylemesi bu tur durumlarda sinyal veren taksicilere diger is arkadaslari biraz kotu gozle bakiyormus light erkek falan gibi.

Neyse taksici beye isterseniz trafik ekiplerini cagiralim dedim, "yok aman neyse ugrasamam simdi" dedi ve gitti. Muhtemelen arkamdan cok guzel sozler soylemistir benim icin, "ne kadar terbiyeli, saygili cocuk yasli teyzeye yol veriyor tum sinyal lambalarim helal olsun boyle gencler icin" gibi sozler sarfettigini hayal ediyorum ben.

Sonradan dusundum de o acikli ifadeyle bana bakan yasli teyze var ya, iste o senden benden akilliymis, iste o teyze yillarin yaya tecrubesine sahipmis de ben anlamamisim. O teyzenin yerinde ben olsam "vay be yol verdi ulkemiz gelisiyor iste diyip suratimda mutlu ve asil bir gulusle yola atlar ve gene ayni gulusle yayaya duran araci saglayan taksinin altinda can verirdim. Gulerek ve gelecege umutla bakarak olmus olurdum en azindan ama gazetelerde "yaya gecidinde arabanin onune atlayan" universite ogrencisi feci sekilde can verdi haberine ailem cok uzulurdu sanirim. Iste o yasli teyzede bu gorus varmis, o anki acikli bakisi bir anda anlam kazandi gozumde. O bakisi tercume etmek gerekirse "yavrum sen cok iyisin, melek gibisin gozlerim yasardi ama sende beni anla, evde kocam torunlarim beni bekler, gecersem bu yaya gecidi bana mezar olur lutfen unut beni, ben beklerim elimde posetlerle trafigin sikismasini, git ogul sen git dusunme beni" bakisiydi o iste.

Bu olaydan sonra ne zaman yaya gecidinde bekleyen bir yaya gorsem gozlerim yasarir huzunlenirim, o teyzenin suratindaki ayni acikli bakis benim yuzumde de belirir. Olur ki eger bir gun siz yaya gecidinde beklerken ben huzunlu bir bakisla durmadan gecersem lutfen yargilamayin beni, ne yapiyorsam sizin sagliginiz icin yapiyorum.

Simdi bende diyorum ki kokten kaldiralim bu yaya gecitlerini, kimse kendini kotu hissetmesin yaya gecitlerinden gecerken. Yaya gecidi yayalara gereksiz umut dagitmaktan baska bir ise yaramiyor, hem surekli boya masrafi da var. Ne kadar tasarruf ederiz hepsini kaldirsak dusunsenize, o parayla kac tane lale dikeriz meydanlara bir hesap etsenize...

Kategori: genel_

24 Mayıs 2006

So tell the girls that I am back in town

Dun uzun bir yolculuk sonunda yaz tatili icin Istanbul'a dondum, ucaklarda cok uyuyamadigim icin oldukca yorgundum, sabah hic bir guc beni erken kaldiramaz diye dusunurken bu canavari hesaba katmadigimi farkettim. Sabah benim yataga biraktilar, ne cok buyumus 4 ayda.

Bu arada maco'cum (kopegim) yaslanmis sanki biraz daha bir de huysuzlanmis biraz ama beni gorunce cok sevindi, simdi biraz simartiyorum onu :) Bu sanirim son uzun yaz tatilim olucak, bundan sonra askerlik ve is hayati :/ Tadini cikarmaliyim.

Gunun sarkisi Jay Jay Johanson'dan "So tell the girls that I am back in town"

Kategori: kisisel_

18 Mayıs 2006

7. Asama

İnteraktif Sanal Performans'ın 7. aşaması :

Ece'den aldigim pasla resmi Aycasan'in ellerine teslim ediyorum.

(not: ekledigim kisimdaki resim arkadasim Dominic'e ait)

Kategori: internet_
Kategori: kisisel_

Teror, adalet ve vakit


Iste o gazete

Ntvmsnbc'den alinti:

GEÇEN HAFTA UYARMIŞTI
Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu geçtiğimiz hafta Danıştay’ın 138’inci kuruluş yıldönümünü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, kimi kararlara karşı duyulan memnuniyetsizliğin, eleştiri ve yorum sınırlarını aştığını söylemiş ve karara katılan yargı mensuplarının kişisel bilgi ve fotoğraflarına gazete sayfalarında yer verilmek suretiyle ‘yıpratma, hatta hedef gösterme’ girişimine dönüştürüldüğü uyarısında bulunmuştu.

Danıştay 2. Daire Başkanı ve üyelerineyönelik silahlı saldırı olayıyla ilgili gözaltına alınan avukat Alparslan Arslan’ın arabasında, Başkan ve üyelerin fotoğraflarının yeraldığı gazete kupürü çıktığı bildirildi.
VAKİT’E SORUŞTURMA AÇILMIŞTI
Vakit gazetesi, 13 şubat 2006’daki sayısında, “İşte O Üyeler” başlıklı haberin altında başörtülü öğretmene anaokulu müdürlüğü yolunu kapatan kararı veren Danıştay İkinci Dairesi Başkanı ve üç üyenin fotoğraflarını yayımlamıştı. Bağcılar Basın Savcısı Ali Çakır, gazete hakkında Terörle Mücadele Yasası’nın 6’ncı maddesi uyarınca soruşturma başlatmıştı.
Teror ve Mucadele Yasasi'nin 6. maddesi;
    "Madde 6 - İsim ve kimlik belirterek veya belirtmeyerek kime yönelik
olduğunun anlaşılmasını sağlayacak surette kişilere karşı terör örgütleri
tarafındansuç işleneceğini veya terörle mücadelede görev almış kamu
görevlilerinin hüviyetlerini açıklayanlar veya yayınlayanlar....."
(Tamami burada)


Bu da yukaridaki vakit gazetesinde 13 mayis 2006'da kose yazari
Abdurrahman Dilipak tarafindan kaleme alinan "Terorle Mucadele
Yasasi diye bir yasa olabilir mi?" adli kose yazisinin sonuc bolumunden bir alintidir;
Adalet yoksa barış da olmaz. Terörün panzehiri adalet ve özgürlüktür. Terör önce adalet duygusunu yok etmek, sonra da barış ve özgürlüğü yok etmek ister.
(Su anda Vakit gazetesinin anasayfasi yenileniyoruz diyor, kapali ama Google tarafindan bellege alinmis kaydin tamamini buradan okuyabilirsiniz.)

Boyle bir manset hazirlayan gazetede kose yazarlarinin boyle yazmalari ironik degil mi?

Kategori: genel_


11 Mayıs 2006

Dafi

Ayca'nin kopegi Dafi dun olmus :/ Yumurtaliklarinda kist vardi ve ameliyata giricekti ama o yaslardaki kopekler icin ameliyat cok zordur ve ne yazik ki olmus. Basin sagolsun Ayca'cim...

Kategori: kisisel_

Zipla Zipla


Deceptacon
Video sent by mertulas
Uzun zamandir yazamiyorum cunku bu arlar finaller basliyor ve son bitirme proje prezentasyonum bu cumaya. Ayrica 23une biletimi aldim Istanbul'dayim. Siz beni beklerken sikilmayin diye yeni tutkum "Le tigre - deceptacon"u sunarim sizlere, izlerken ziplamayi unutmayin :)

Kategori: muzik_