8 Ağustos 2005

Blog spamleri

Demin bir alttaki postuma bir yorum aldım ve şok oldum. Artık spam blogların yorumlarına dek girdi. Muhtemelen türkçe bile bilmeyen biri bana "las vegas entertainment show"dan bahsediyor, ve hatta çok daha muhtemelen böyle biri bile yok ve bu mesaj bir software robotu tarafından yeni update olan postları bulup onlara otomatik olarak reklemını yaptığı yorumu yazıyor.

Yorumlar bloglarda iletişimin, geri beslemenin tek yolu ve bu tür spamler burada da kendini göstermeye başladı, bence bu bloglar için ileride büyük bir tehlike olabilir.

İşaret

"İşaret beklemek yalnızca inançları zayıf olanlar içindir"

7 Ağustos 2005



Ablam ile ben bodrum'da tatildeyken. ablam yedi aylık hamile, ne yazık ki ben doğumda burada olamıyacağım, döndüğümde 2 aylık bir bebek olacak. Cinsiyeti erkek, yakında dayı oluyorum, şimdiden yaşlı hissediyorum.

5 Ağustos 2005

Danışman katili olabilirim

Önümüzdeki dönem amerikada danışman katili olabilirim. Adam mail atmış 2 gün önce diyorki biz programı gene değiştirdik projeler bundan böyle 3 ders olacak 2 değil. Ha birde bu 3 derste farklı dönemlerde alınmalı, ha son olarak yaz okulunda proje derside açmıyoruz. Tam olarak karşılığı biz senin okulunu keyfimizden bir dönem olarak uzattık demek efendim bu. Bir de projede silikon vadisinden bir firmayla ortak çalışmanız gerekmekte, firmayı siz kendiniz bulacaksınız.... Hadii... Ha bir de aynı zamanda okuldan 2 öğretim üyesi de bulmanız lazım projenizi destekleyecek, bunları da kendiniz bulacaksınız. Bir de utanmadan mail adresini koymuş, bişey sormak için 50 tane mail atıyosun hiç cevap yok, sonra telefonda "ben maillerime bakmıyorum, çok öğrencim var çok spam geliyor" diyor şerefsiz. O zaman süs olsun diye mi koyuyosun o mail adresini? 1 senede 3. program değişikliği bu ya, bıktım artık gerçekten. İnanın Türkiye'dekinden daha çok bürokrasi var bu okulda. İnsan diyor bırak bu okulu gel kendi isteğinle 12 ay hatta mümkünse 18 ay askerlik yap, doğuda ölüm korkusuyla soğuktan dağlarda titre ama bu danışman nazlarını, bu salak prosedürleri çekme....

4 Ağustos 2005

2 Bira

Hayatınızda 2 biraya ödediğiniz en yüksek rakam nedir? Yurtdışı ve yurtiçi dahil? Ben en büyük tecrübemi bodrumda yaşadım, kara kaşlı kara gözlü barmene 2 bira ve ne kadar dediğimde bana kısaca "kırk" (40) dedi ve biralar bildiğimiz bakkaldan alabilceğiniz formatta şişede elime verildi. Bende yanlış duyduğumu ümit ederek cüzdanımda nadiren bulunan 50liği uzattım barmene, kara kaşlı barmenimiz para üstünü birde bozuk 1ytl ler şeklinde vererek beni iyice ezdi.

Aynı biraları 2 adım ötede bakkaldan dört milyona alabilceğim mekanda yol üstünde ayakta bir bidonun önünde sıkış tepiş duruyorsun ve türkçe pop müzikle yanınızda dans etmeye çalışan kokoş hanımların dirsek atmalarına maruz kalıyorsunuz. Mekanın dekorasyonu için kullanılan uzun gemi direği aynı zamanda kazıklığı ile orantılı bir yükseklikte.

Masadaki diğerlerinin bir vodka açtırıp 450 ytl hesap ödemesiyle son bulan gecede, züğürt tesellisi olarak en azından 450de ödeyebilirdim denilip evimizde uykuya dalınır. Ayrıca yemekde yenilebilen bu mekanda aynı gece 2 adım ötesindeki merdivelerde farelerin de yürüdüğünü kendi gözlerimle gördüm. Canım Türkiyem.

Bodrum dönüşü


Dün Bodrum'dan döndüm, güzel sakin bir tatildi. Foto.daki ayaklar bana ait (44#) Iki hafta sonra gene dönüyorum California'ya. Gene degisiyor hayatim.

Bu arada eve dönünce babamın benim bonsai agacimi daha çok güneş görsün diye mutfak dolabının üstüne pencerenin tam altına ağustos güneşine bırakmış on beş-yirmi gün boyunca ve temizlikci kadın da haliyle sulamamış orada. Bütün yaprakları dökülmüş, kökü kurumuş. Çok canım sıkıldı gelir gelmez aradım annemi söylendim 2 posta. Şimdi sürekli suluyorum inşallah toparlar ama toparlasa bile 2 hafta sonra dönüyorum gene annemlerin ellerinde ölmeye mahkum bu zavallı bitki.

Radiohead'in bu albüm kapagindaki görüntü çok önceden çocuklugumdan bir yerlerden sanki kafama kazinmis. Görüntü tam olarak ayni degil, gene sivri sivri daglar var ama yesiller yanilmiyorsam gene uçlari karli. Bir de yanardag yoktu, buna benzer gene tepeden çizgi seklinde bir yol geliyor ama beyaz/transparan bir karayolu ya da demiryolu tam belli degil, böyle daglarin arasina dogru gidiyor ve gene yüksekten bayaa ama köprü gibi degil, hiç ayaklari yok. Oldukça futuristik bir görüntüydü ve gökyüzü açık ve aydınlıktı. Bu resim sadece onu andiriyor ama aklimda neren kalmis, nasil kazinmis bilmiyorum ama oraya gitmeyi o kadar çok isterdimki... Belki öldügüm zaman görebilirim oralari da.